Alüminyum
Alüminyum keşif tarihi
Alüminium kelimesi Latinceden alumen kelimesinden gelmekte olup, eskiden beri ter önleyici olarak kullanılan alüminyum sülfat ve potasyum sülfat (KAL(SO4)2 ve 12H2O) şapı anlamına gelmekte. Yüksek kimyasal aktifliği nedeniyle saf alüminyumun keşif ve üretimi 100 yıla uzadı. Alüminyum şaplardan alüminyum oksidinin elde edilebileceği ile ilgili keşif 1754 yılında Alman kimyacı Andreas Sigismund Marggraf tarafından yapıldı. Daha sonra ise aynı oksidin, alümina adını taşıyan çamurdan da elde edilebileceği ortaya çıktı. Metalik alüminyumu ancak 1825 yılında Datçalı fizikçi Hans Christian Orsted elde etti. Orsted, alüminyum klorürü AlCl3 potasyum malgaması (potasyum-civa alaşımı) ile işleyerek ve civayı ayırdıktan sonra gri alüminyum tozunu elde etti.
Ancak sadece bir çeyrek asır sonra bu metot modernleştirilebildi. Fransız kimyacı Henri Sainte-Claire Deville, 1854 yılında alüminyumu elde etmek için metalik sodyumu kullanmayı teklif etti ve ilk kez yeni metal alüminyum külçeleri elde etti. O zamanlar alüminyum çok pahalı bir metaldi ve ondan mücevherler yapılıyordu.
Oksit, alüminyum florür ve diğer maddeleri de içeren karmaşık karışımları elektroliz yolu ile eritme metodunu 1886 yılında Fransız P.Eru ve Amerikalı C. Holl birbirinden bağımsız olarak geliştirdi. Alüminyum üretimi yüksek elektrik enerjisi harcaması gerektirdiği için büyük boyutta alüminyum üretimi ancak 20cı. yüzyılda gerçekleşti.